İstanbul deprem raporu hazırlanarak TBMM karşısında sunuldu. Olası bir durumda 7,5 ile meydana gelmesi ön görülen depremler 48 bin binanın ağır ve çok ağır hasar almasına ortalama olarak 150 bin binanın da orta hasar almasına dikkatleri çekti. En riskli bölgeler Fatih ve Silivri arasında yer alan kıyı bölgeler olarak belirlendi. Konu hakkında İBB Deprem Bilim Kurulu üyesi Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Açıklama sırasında, “Ne zaman olacağını bilmiyoruz ama İstanbul ve çevresini etkileyecek olası bir deprem önümüzdeki 25 yıllık süreç içerisinde 7 ve daha büyük bir deprem olma olasılığı yüzde 60 diyoruz” diye devam eden Eyidoğan, “Ona göre hesaplamalar yapıyoruz. Eğer 7.5 şiddetinde bir depreme göre yapıyorsak ve şu noktada olacak diyorsak o zaman 15 bin can kaybımız var, ağır yaralı 8 bin, 39 binde hastanede tedavi var. Bina kayıpları ne olacak? Eğer 7.5 büyüklüğünde bir modele göre hesaplarsak 14 bin binada yıkım ve ağır hasar var, ağır hasar 35 bin, orta hasar 146 bin. Bunları bir araya getirdiğimizde 194 bin bina bir anda kullanılamaz hale geliyor çünkü orta hasarlıları da kullanamıyorsunuz. Eğer bunu olasılıksal modele göre yaparsak o zaman çok ağır hasar ve yıkık 57 bin oluyor. Yani 3.5-4 misline yakın bir artış var olasılıksal modelde. İster 7.5 şiddetine göre konuşalım ister olasılıksal modele göre konuşalım çok ciddi kayıplarla karşı karşıyayız. Bunlar şimdi tekrar revize ediliyor. Bu hesaplar tek tek bina bazında değil. Biz 2000 yılında önce yapılmış 1 milyon 116 bin binanın eldeki verilere göre kayıpları bu’’ ifadeleri dikkatleri çekti.
Açıklamanın devamında; ‘’Acil sinyal veriyor dediğimiz İstanbul’un eski yerleşimleri ve göç nedeniyle denetimsiz yapılmış, mühendislik hizmeti almamış yapılar. Gecekondular, daha sonra çok katlı apartmanlara dönüşenler, bunlar her ilçede var. Büyük bir depreme yakın olmak büyük bir dezavantajdır ama uzak olduğu zamanda çok kötü bir binada yıkım oluyor. Bunun en son örneğini İzmir’de gördük. Deprem 7 büyüklüğünde Sisam’da oldu, 70 kilometre uzakta zemin sorunları ve bina sorunları nedeniyle 500 tane binada ağır ve orta hasar var Bayraklı ve çevresinde. Demek ki bir kentte deprem tehlike ve riskleri hesaplanırken uzaklık önemli ama yapının durumu ve zeminde önemli. Ama depreme yakınlığı itibariyle Silivri, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Bakırköy, Zeytinburnu, Fatih, böyle gidiyor. Anadolu Yakası’nda da Maltepe, Kadıköy’ün sahilleri, Kartal, Tuzla, buralardaki zemin durumlarına ve bina yapı özelliklerine göre hasar daha az veya daha çok olabiliyor. Sahillere yakın olan ilçelerimizde fazla kayıplar ortaya çıkabiliyor. Mesela Bayrampaşa, Güngören sahil yakın değil ama yapı stokuna bağlı olarak sorunlar çıkıyor. O nedenle çok karmaşık durumla karşı karşıyayız. Buralara kesinlikle yapı yapılmasın denen çoğu da sahil kesiminde Avrupa Yakası’ndaki zeminler toplasanız yüzde 15’tir en kötü zemin. Çok büyük bir rakam değil, ama nüfus ve yapılaşma yoğunluğu oralarda fazla olmuş. Büyükçekmece ve Küçükçekmece göl havzası Sazlıdere Barajına kadar uzanan o havzada, Anadolu Yakası’nda sahillerde çok ciddi zemin sorunları var, sıvılaşma sorunları var” sözleri konuyu en iyi şekilde anlattı.