Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Genel Başkanı Fesih Aktaş, ÖTV’nin yeniden fiyatlara yansıtılmasının zayıf bir ihtimal olduğunu ancak yansıtılırsa bu durumun yüzde 50’ye yakın bir zam anlamına geleceğini söyledi.
Devletin eşel mobil sistemi ile akaryakıt ücretlerine zam yapılmasını engellemek için 31 milyar liralık vergi kazancından vazgeçtiğini belirten Aktaş, bu fiyatların yıl sonuna kadar 46 milyar TL seviyesine yükselmesinin öngörüldüğünü hatırlattı. ÖTV’nin tekrardan fiyatlara yansıtılmasını düşük ihtimal gördüklerini de belirten Aktaş, bu gibi bir durumda fiyatlarda yüzde 50’ye yakın zam gerekeceğini belirtti.
Aktaş, son zamanlarda artan yakıt ücretlerine ilişkin Foreks’in sorularını yanıtladı.
Genel Başkan Fesih Aktaş’ın düşüncesi şöyle:
Şimdiki durumu, Korona Virüs’ün enerji piyasalarını etkilemesi olarak değerlendirebiliriz. Kapanma döneminde ekonomik hareketlilikle eş zamanlı azalan tüketim, enerji üretiminde de arz fazlası olmasına sebep olmuş, geçtiğimiz yıl dünyamız petrol ücretlerinde en büyük düşüşleri yaşamıştı. Bu yıl aşının büyük kitlelere uygulanması ve normalleşmeyle birlikte küresel tüketim, hızlı bir geri dönüş yaşadı. Petrol ve doğalgaz üretimi, var olan talebi karşılamak için artışa geçse de yeterli arz oluşturulamadı. Arzın az, talebin ise fazla olduğu piyasada fiyat artışı gerçekleşti. Ham petrol ücretlerinde ve işlenmiş petrol ürünlerinden motorin ve benzinin uluslararası fiyatlarında artış yaşandı. Bu artış, Türkiye ve diğer ülkelerdeki yansımalarını kademeli olarak göstermekte. Güçlü talep, yakında gelecek olan kış ve bölgesel gelişmelerin enerji fiyatları üzerinde oluşturabileceği etkileri yakından izliyoruz. Öte yandan, ham petrol üreticisi ülke ve şirketlerin, geçen yıl yaşanan tarihi seviyedeki düşük fiyatlarla yaşadığı zararlarını, şimdi yükselen fiyatlara dayanarak karşılama refleksi göstereceğini değerlendiriyoruz. Bu nedenle, ham petrolde yıl sonu fiyat tahminimizi 85-90 dolar/varil seviyesine yükselttik.
Genel Başkan, akaryakıt fiyatlarındaki değişim için şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye’de akaryakıt fiyatları, global ham petrol ve işlenmiş ürün fiyatları ile döviz kurundaki artış kaynaklı yükselişe geçti. Son yıllarda bu yükselişin ekonomideki etkilerini sınırlandırmak amacıyla eşel mobil uygulaması yürürlükte tutuldu. Bu uygulama ile akaryakıt ürün fiyatına gelen zamlar, fiyatın içindeki ÖTV miktarından otomatik olarak düşülerek satış fiyatları sabit tutuldu. Ancak, maalesef son dönemde ürün fiyatlarındaki artış, toplam ÖTV miktarını aştı. Böylece akaryakıt ürün fiyatlarındaki artışlar, satış fiyatlarına zam olarak yansıtılmaya başlandı. Şu anda motorin ve LPG’de durum bu şekilde. Benzin fiyatlarında ise 23 kuruşluk bir ÖTV marjı kaldı. Şu anki durumda, bu seviyenin üzerindeki her artış, benzin satış fiyatlarında da artışa neden olacaktır. Örneğin, 25 kuruşluk bir artış, satış fiyatlarına 2 kuruş artış olarak eklenecek, sonrasındaki artışlar birebir yansıyacaktır. Ham petrol fiyatında beklediğimiz yıl sonu kapanış fiyatlamasının etkisi maalesef işlenmiş ürün fiyatlarına da etki edecektir. Bunlar da vatandaşa zam olarak yansıyacaktır.”
Yöneticinin ÖTV’de eşel mobil uygulamasının devamına ilişkin görüşleri ise şöyle:
“YÜZDE 50’YE YAKIN ZAM GELİR”
“Devlet eşel mobil sistemiyle tahmini 31 milyar lira ÖTV ve buna bağlı olarak KDV gelirinden vazgeçerek, hem halkın zamlardan daha az zarar görmesini hem de taşımacılığın dolayısıyla tüm ekonominin devamlılığını korumaya çalıştı. Bildirilen enflasyon ile mücadele kapsamında vergi tedbirleri notlarında sene sonuna kadar bu feragatın 46 milyar lirayı geçeceği belirtilmişti. Devletin gelirlerinde büyük öneme sahip akaryakıt vergilerinden ne kadar daha feragat edilebileceği sorusu bizim yanıtlayabileceğimiz bir soru değil. Ancak ihtimalleri değerlendirdiğimizde, iki seçenek ortaya çıkıyor. Ya radikal bir karar alarak benzinde litrede 2 lira 30 kuruş, motorindeki 2 lira 56 kuruş ve LPG’deki 1 lira ve buna bağlı KDV miktarı da eklenerek akaryakıt satış fiyatlarına yansıtılır, ki bu fiyatlarda yüzde 50’ye yakın bir zam anlamına gelir, ya da bu rakamların getireceği vergisel feragate devam edilir. Her iki yöntem de keskin bıçağın iki tarafı olarak tanımlanabilir. Çünkü artış, keskin bir enflasyonist etki ve halk tepkisi getirir, artış yapmamak ise ciddi oranlarda gelirden vazgeçiş anlamına gelir. Halen eşel mobile rağmen, ÖTV’yi de eriterek fiyatları artışa geçiren ham petrol fiyatlarının ve kur etkisinin hissedildiği bir dönemde, 1’inci seçeneğin zayıf ihtimal olduğu görüşündeyiz. Ancak zorunluluk durumunda ise mayıs ayındaki gibi ÖTV de bir seferlik artış yapılabilir.”